Annesinin ani ölümünün ardından, yumuşak huylu ancak kaygılı bir adam, memleketine dönüş yolculuğunda en derin korkularıyla yüzleşmek zorunda kalır. Bu hikaye, annesine ulaşmaya çalışan paranoyak bir adamın macerasını anlatıyor. Kaygı krizleri ve korku ataklarıyla boğuşan Beau, annesini ziyaret etmek üzere çıktığı yolda onu bekleyen karanlık güçlerle ve görünmeyen gözlerle karşı karşıya geliyor. Aynı zamanda iç dünyasının gizemlerini ve annesiyle olan ilişkisini çözmeye çalışıyor. Film, günümüz dünyasının duygusal karmaşasını ve kolektif bilinmezliklerini mercek altına alarak, bir adamın yalnızca kendi yolculuğunu izlerken her adımda korku ile mizahı ustaca harmanlıyor.

Başlangıçta her şey yolundadır: Usta hırsız Joe Moore’un sevdiği işi, güzel bir eşi ve alacaklılardan beklediği yüklü parası vardır. Ancak bir gün güvenlik kameralarına yakalanması, tüm dengeleri altüst eder. Çaldığı malları satarak kazanç sağlayan ve ona en büyük borcu bulunan Bergman, ödemesi gereken parayı vermemeye karar verir. Dahası, Joe’nun karısı Bergman’ın sağ koluyla onu aldatıyor olabilir!Bu karmaşadan kurtulmak için Joe, ortağı Bobby ve ekibin diğer üyeleri Pinky ile birlikte son bir vurguna girişir. Bu iş, her şeyi tersine çevirecek büyük bir fırsattır. Ancak Joe’nun aklında iki büyük soru vardır: Bergman’a gerçekten güvenebilir mi? Ve karısı şu an kimin kollarında?

Polis memurluğu yapan siyahi bir adam, karşılaştığı baskılar sonucu sınırlarını zorlamaya başlar ve korumak için yemin ettiği ayrıcalıklara sahip topluma karşı içinde biriken öfkeyi dışarı vurmaya başlar.

1973 yılında dünya üzerinden en zengin adamlardan birisi olan petrol zengini Jean Paul Getty’nin öz torunu John Paul Getty III, Roma şehrine kaçırılır. Bu çocuğun hayatına karşılık 17 milyon dolar istenirken fidyecilerin isteğini yerine getirmekten başka bir yol görünmez. Çocuğun annesi Gail eski kayınpederinden yardım ister ancak kabul görmez. Bunun üzerine anne CIA ajanı Fletcher Chase ile çocuğunun hayatını kurtarmak için mücadele içerisine girer...filmizle724 keyifli seyirler diler.

Nickel Çocukları, bir çocuk ıslah evinde kalan iki siyah gencin hikayesini anlatıyor. Bu iki genç arasındaki derin dostluk, yaşadıkları zorluklara karşı bir dönüşüm sağlıyor ve umut ışığı yayıyor. filmizle724 keyifli seyirler diler.

Baskın Günü, Fransa'da terör eylemlerine karşı mücadele eden bir sanatçı ve CIA ajanının arasındaki olayları konu ediniyor. Michael Mason içinde cüzdandan daha fazlası olan bir çantayı çalınca, bir anda CIA’nın bir numaralı hedefi haline gelen, Paris’te yaşayan Amerikalı bir hırsızdır. Söz konusu olayı sahada inceleyen CIA ajanı, Sean Briar kısa zamanda Michael’ın çok daha büyük bir oyunun sadece piyonu olduğunu fark eder. Ancak Briar aynı zamanda Michael’ın bu büyük çaplı komployu açığa çıkarmak için çok büyük yardımı dokunacağının da farkına varır. Emirleri hiçe sayan Briar, Michael ile onun yankesicilik alanındaki uzmanlığından faydalanmak üzere iş birliği yapar. 24 saatlik amansız bir takip sürüp giderken, birbirlerinden çok farklı olan ikili, kendilerinin hedef olduğunu ve ortak düşmanlarını alt etmek için birbirlerine güvenmek zorunda kalırlar. filmizle724 keyifli seyirler diler.

Truffaut’nun sağır ve dilsizler için kurulan bir enstitüde çalışan doktor Itard’ı canlandırdığı filmde, ormanda bulunan ve konuşmayı bilmeyen Victor adlı bir ‘vahşi’nin uygarlığa döndürülme macerası anlatılıyor. Enstitünün sert yöntemlerinin Victor’u daha da uzaklaştıracağını düşünen Itard onu evine almaya karar veriyor.

Fransız-Amerikan ortak yapımı bir çalışma. Rose, kaba bir adam olan sevgilisinden kaçmak için Acapulco’daki yeni işi kabul eden bir güzellik uzmanıdır. Felix ise, eskiden çok başarılı bir aşçı olan şimdilerdeyse donmuş gıda işini yürüten, zengin bir işadamıdır. Bu iki yabancı, tamamen tesadüfen Paris’te, tam da geniş çaplı bir grevin yaşandığı gün, havaalanında karşılaşırlar. Cep telefonunu yanlışlıkla tuvalete düşüren Rose, çaresiz karşısındaki yabancıdan telefonunu kullanmak için izin ister. Hiç tanımadığı bu kadının kendisiyle konuşmaya cesaret etmesine şaşıran Felix, istemeden de olsa ona cep telefonunu verir. Daha sonra, o gün uçakların rötar yapması üzerine, Felix ,Hilton Oteli’nde bir oda tutar. Havaalanından çıkıp gitmek üzereyken, Rose’un rahatsız bir koltukta uyumaya çalıştığını görünce de genç kadına onunla birlikte otele gelmesini teklif eder. Rose bu teklifi kabul edince, bu iki yabancı kendilerini aynı odanın içinde bulurlar. Biri son derece titiz diğeriyse makyajına ve dış görünüşüne özen gösteren iki kişinin bir geceliğine de olsa aynı odayı paylaşmaları hiç kolay olmaz.

Sokakta yaşayan Simon Grim'i hayatı, eksantrik kişiliğiyle dikkatleri Henry Fool'un çıkagelmesiyle tamamıyla değişecektir. Birlikte simon'daki gizli yeteneği keşfederler.Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan ve En İyi Senaryo ödülünü kazanan Hal Hartley filmi Toronto Film Festivali'nde de seyirciyle buluşmuştu.Amerikalı ünlü bağımsız film yönetmeni; Hal Hartley'in efsane olmuş filmlerinden yalnızca biri. Henry Fool tam bir kaybedenler hikayesi anlatıyor. Ve sizi istediğiniz yere ulaştırabilecek gerçek başarının, kendi içinizde olduğunu üstüne basa basa anlatıyor.

Julien Dandieu (Philippe Noiret), 1944 yılında Montauban’daki bir hastanede cerrah olarak çalışmaktadır. Alman ordusunun Montauban’a da girmesinden korkan Julien, arkadaşı François’dan karısı Clara (Romy Schneider) ile kızı Florence’ı savaşın henüz ulaşmadığını düşündüğü La Braberie’deki ailesinin şatosunun bulunduğu köye götürüp saklamasını ister. Sadece bir hafta sonraki hafta sonunda ailesini görmek için La Braberie’ye gelen Julien, karısı Clara’yla küçük kızı Florence’ın cansız bedenlerini bularak büyük bir şok geçirir. Alman ordusu çoktan köyü işgal etmiş ve hemen hemen tüm köylüler Naziler tarafından öldürülmüştür. Babasının kiliseye sakladığı av tüfeğini bulan Julien, bu katliamı gerçekleştirenleri öldürmeye ant içer. Alman askerler kasabaya partizanların geldiğini sanırlar, oysa onları birer birer ortadan kaldıran, aslında Hipokrat yemini etmiş bir doktor olan Julien’den başkası değildir.

Olaylar 20. yüzyılın hemen başında İngiltere'de Edward çağı hüküm sürerken geçer. Lucy Honeychurch (Helena Bonham Carter) akranı olan bütün kibar İngiliz kızlarının yaptığı gibi zoraki bir Avrupa turuna gönderilir. Bu turlarda genç kızların yanında mutlaka yaşlı bir kadın refakatçi olmaktadır. Bu seyahatte de Lucy'nin refakatine evde kalmış yaşı geçkin kuzeni Charlotte Bartlett (Maggie Smith) verilmiştir. İtalya'ya geldiklerinde bir süreliğine Floransa'da bir pansiyonda oda tutarlar. Burada başka İngiliz gezginler de vardır.

Çavuş Tony Stone (Woody Harrelson) ve Er Will Montgomery (Ben Foster), Afganistan ve Irak savaşında ölen askerlerin vefat haberini ailelerine ulaştırmakla görevli iki askerdir. Bu askerler normalde gece hayatına düşkün ve savaşla pek ilgisi olmayan tiplerdir. Ancak bu görev sırasında askerlerden biri, şehit düşmüş bir subayın karısıyla ilişki yaşamaya başlayınca etik bir çıkmazın ortasına düşer ve hayatlar sarsılmaya başlar.

Carl Vandermeer (Greg Kinnear), eski bir Deadhead iken, dine dönerek Üçüncü Milenyum Kilisesi`ne bağlanır. Artık, karizmatik Rahip Dan Day (Pierce Brosnan) tarafından yönetilen bu mega kilisenin yayın bölümünde çalışmaktadır. Carl ve Dan ateist bir profesör olan Paul Blaylock (Ed Harris) ile, ofisinde yeni bir kitap üzerine konuşurlarken, Dan kazara bir suç işler. Dan, işlediği suçu şeytanın bir oyunu olarak algılar. İtiraf ederse planladığı tüm projelerin tehlikeye gireceğini düşünerek, bir taraftan olayın üzerini örtmeye, diğer taraftan da Carl’ı susturmaya çalışır. Gerçekleri anlatmaya çalışan Carl’a, yine eski bir Deadhead olan Honey Foster'dan (Marisa Tomei) başka kimse inanmayacaktır..

Oz Büyücüsü tarafından tuzağa düşürülen yeşil tenli bir kadının nasıl Batının Kötü Cadısı haline geldiğinin öyküsü. Broadway müzikalinin iki bölümlük film uyarlamasının ilki.